19 Şubat 2007 Pazartesi

ŞİİR-O

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z


ÖĞRENEMEDİK

Ne gülmesini öğrenebildik,

Ne de ağlamasını.

Yüzümüzde hep ağlamaklı bir tebessüm oldu.

Bunları hep birbirine karıştırdık.

Öğrenemedik ahbap öğrenemedik,

Adam gibi sevmesini,

Doğru yolu bulmasını,

Tebessümle gülmesini,

Öğrenemedik ahbap öğrenemedik.

OLURMUŞ

Nasıl dilenirler derdim sapasağlam insanlar,

Eli,kolu düzgünken.

Dilenilirmiş...

Utanmazlar mı derdim avuç açmaktan,

Utanılmazmış...

Ben hayatta yapamam derdim,

Avuç açamam derdim insanlara.

Açarmışım...

Ben işte ortalıkta,

İşte yapayalnızım

Ve işte açmışı buz gibi ellerimi

Ağustos sıcağında...

Dün senin için göğe kalkan eller,

Bugün karşında,

Ve bomboş,

Ve ellerine muhtaç,

Ağustos sıcağında...

ÖLÜ- YORUM

Dünyanın makus kaderi mi,

Yoksa bizim keşkeciliğimiz mi?

Neden değerlerin değeri devamlı,

Kaybolunca anlaşılıyor?

Hazine şeklini alıyor belleğinin,

En ücra köşesinde sakladığın,

Ve kimsenin görmesini istemediğin.

Her zaman yalnız senin olan.

Evindeki sıcacık çorba,

O canım tabaktaki

Ve kahvaltıdaki rafadan yumurtan.

Hani tokuşturduğun

Ve devamlı seninkinin kırıldığı.

Kırıp yemeye başlamadan,

Surat çizdiğin üzerine.


Ve saçların,

Varken de yokmuş gibi aslında

Ama kestirince:

‘Öf’ ne güzeldi oluveriyor birden,

Bitli saçların.

Ve hayalleriyle yanıp tutuşuyorsun,

Elindeyken yapamadıklarına yanıyorsun.

Hepsi fasa fiso da

İzmir’i özlüyorum.

İzmir’in o dar kaldırımlarında yürümeyi,

Kıbrıs Şehitlerinde.

İnsanını özlüyorum,

Hani sıcacık olan

Ve buradaki gibi

Sana düşmanmışçasına bakmayan,

Kör gözleriyle.

Nargileyi fosur fosur,

Ciğerlerime çekmeyi özlüyorum,

Tütüncüler’de.

Denizini özlüyorum,

Geceleri O’na aşkımı fısıldadığım,

Tam da karşısında durarak,

Hiç bükülmeden.

Bu karşında gördüğün,

İnan ki ben değilim.

Benim beni kaybetmiş halim.

Balık yiyip,rakı içmeyi özlüyorum,

İnciraltı’nda...

Ve ardından hesabı ödeyememeyi,

Bulaşık yıkamayı...

Seninle gezdiğimiz caddeleri

Ve o soğuk kış gününde

Salep içtiğimiz kafeyi özlüyorum,

Forbes Caddesi’ndeki.


Mavini,yeşilini,pembeni,morunu,

Turuncunu özlüyorum.

Ama en çok da sarı kırmızısını

Göztepe caddelerindeki

Ve hatta Karşıyaka’nı bile özlüyorum.

Hani sözde buçuğu olan ,

Yollarında hiçbir sığır sürüsü göremediğin.

Ve kokorecini:

Hani AB’nin yasakladığı,

Ve içinden çoğu zaman tezek çıkan.

Ve dudaklarını özlüyorum:

Bana gel diyen...



Hiç yorum yok: